” Dürüst ve güvenilir tüccarlar; peygamberler, sıddıklar ve şehitlerle beraber bulunacaktır. ”
Hadisi Şerif – Tirmizi
Hak ve hukuk alanında kul hakkına binaen, haramdan imtina edilerek erdemli bir yaşamın incelikleri ve uhrevi mükafatların müjdelendiği bu Hadisi Şerif ile ne de güzel dile getirilmiştir, iyi ve doğrunun evrenselliği.
Genel anlamda tüccar; malları satın alan, depolayan ve pazarlayan ticaretle uğraşan kimselerdir. Ticaret yelpazesi büyük ve çeşitli içeriği ile devasa bir mozaik sanatı gibidir. Ustalıkla beraber vicdanın sesine inanç dahilinde kulak vermeyi elzem kılan bilgelik mertebesine ulaşabilmeyi de gerektirir.
Machiavelli’nin “Prens” isimli eserinde geçen “Amaca giden her yol mübahtır.” sözünün çıkarlar uğruna bazı kesimler tarafından ticarete uyarlanmasıyla yozlaşma, değer yargılarından arındırılıp mantığa büründürülerek sisteme zerk edilmiştir.
Hal böyle olunca tüccarlar “UMUT ” denilen bir duygunun fazlasıyla karlı olduğunu keşfetmiş ve insanlığa dair tüm inanç ve etik değerleri hiç ederek maddi kazanç uğruna maneviyatlarından feragat etmişlerdir.
Umut tüccarları hırslarına yenik düşerek zamanla ticaretin maddi sınırlarından sıyrılıp sosyal yaşama da nüfuz etmişlerdir.
Tüccarlık ruhu, ticaret alanından çıkıp adalete, merhamete, inançlara ve tüm güvende hissettiğimiz değerlere karşı gelerek menfaatler uğruna “umutların” açık artırmaya çıkmasına göz yummuştur.
“Minareyi çalan kılıfını hazırlar” sözünden mütevellit eyledikleri umut tüccarlığının günahını da sisteme yahut bir üst mevkilere (gıyabında) yükleyerek pürü pak bir şekilde alkışlanmayı hak görmüşlerdir kendilerine.
İnançlı toplumlarda bilinir ki, fani dünyada fani yaşamların sınavlarına şaibe karıştırarak hak yemek, hakkı yanıltmak maksadıyla kural ve kaideleri yönlendirmek, umut tüccarlığıyla düzeni kontrol etmek ve inanca aykırı tüm işler Ahiret’te müjdelenen makamdan mahrum edilme hükmüyle eşit ve birdir.
Sonuç ne olursa olsun;
“Doğruluktan ayrılmayın zira doğruluk iyiliğe götürür”
Funda ZEYBEK
Eğitimci-Yazar