İnsansız tarım politikaları, kırsal kalkınmayı desteklemeyen, aksine kırsalı şehirleştiren büyükşehir yasası,
istihdamın azalmasına neden oldu.
Belediyelerin hizmet adı altında içlerinin boşaltılmasına neden oldu.
Çünkü belediyeler asli görevleri olan, yol, temiz su, çöp ve ulaşım, park ve mezarlık hizmetlerinin yerine,
yardım kuruluşlarına döndü…
Oysaki bu amaçla kurulmuş olan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları ve Fak-Fuk fonlarının yapacağı işlere soyundular.
Sosyal belediyecilik adı altında kaynaklarını lüzumsuz gereksiz işlere harcadılar…
Şehirleri sadece kent merkezlerinden ibaret gördüler ve kırsala el atmadılar.
Bol bol gıda kolisi ve kömür dağıttılar.
Belediyeler formaliteden tarım birimleri kurarak şirin görüşmeye çalışıyorlar ama içleri boş.
Zaten bu işler belediyelerin de işi değil…
Tarım ve hayvancılık tarım bakanlığının eliyle yapılır/yapılmalı…
Kimse belediyelere ne işiniz var bu işlerle kaynaklarınızı şehirlerimizin geleceği için harcayın demiyor/diyemiyor.
Belediyelerin amiri yok ki, bir denetim mekanizması yok ki…
Yanlış imar uygulamaları şehirlerin kırsalında tarım ve hayvancılığın bitmesine neden oldu…
Dikkat ediyor mu sunuz ? Artık depremler, seller ve yanlış imar uygulamaları felaketlerle sonuçlanıyor.
Doğa öldürmese bile çarpık yapılaşma ve çürük çarık binalar insanları öldürüyor…
Ne denetim var ne de imar denetimi bir yerde 15 katlı bina bir yanda 4 katlı…
Güzelim köylerimizi ve kırsal yaşamı ellerimizle yok ettik, en önemli sebep büyükşehir yasası ve hepsi fazladan bir koltuk için…
İlçe belediyeler inim inliyor, büyükşehirlerin yanlış uygulamaları ve kaynak israflarından ötürü…
Belediyeler borç batağın da.
Ne güzel bir miras bırakıyoruz değil mi çocuklarımıza !
Hami Fiskeci
Ekonomi ve Tarım Yazarı