Nöbetçi Eczaneler
Planlı tarıma girmeden önce toprak ve iklim benzerliklerine göre bölgeler belirlenir, belirlenmiş olan bölgelerin her birinde hangi ürünlerin ne miktar üretebileceği anlamına gelen Tarımsal Üretim Potansiyel raporları hazırlanır.
Hazırlanmış olan Tarım ürünleri üretim potansiyel raporlarının uygulamaya geçiş safhasında öncelikle iç Pazar ihtiyaçları göz önüne alınır.
İç Pazar ihtiyaçları dışında kalan tarım ürünlerinin ise dış Pazar’a sunum fırsatları araştırılır.
Yapılan tarım ürünleri üretim potansiyeli raporlarında öncelik iç pazar’a verilmekle birlikte, İç Pazar fazlası ürünlerin dış satım şansı yoksa o ürünün üretimi yerine dış Pazar şansı olan alternatif başka ürünlerin üretimine yönelinir.
Çünkü iç ve dış Pazar şansı olmayan ürünlerin üretimi üreticilerin boşa giden emeklerinden ziyade aynı zamanda ülke için de ciddi ekonomik kayıp anlamı taşır.
Bir ülkede planlı tarım yapıyoruz demekle planlı tarım yapılmış olmaz.
Tarımsal üretimin planlı yapıldığı ülkelerde ne üretim fazlalıkları derelere ve denizlere dökülür, ne de fahiş fiyatlarla bu ürünler pazara çıkar.
Planlı tarımda tarım ürünlerinin iç pazar fiyatlarında şayet enflasyonist bir baskı yoksa, gerek mevsim başı ve sonu, gerekse sonraki yıllarda fahiş fiyat artışları görülmez.
AB ülkeleri planlı tarımsal üretimi, AB Federal Tarım Bakanlığı vasıtasıyla yıllardır uygulamakta, ve önemli oranda plan hedeflerine ulaşılmaktadır.
Bir ülkede hem planlı tarım yapıldığı iddia edilip hem de o ülkede üretilebilecek bir çok ürünün ülke dışından ithalatı yapılıyorsa, o ülkede planlı tarım yapıldığı iddiası boş bir laftan ibarettir.
Planlı tarımda üretimi yapılması istenen ürünleri üreten üreticiler, toprak hazırlığından hasada kadar hem hibe ve faiz indirimlerinden faydalanır, hem de uzman ziraat mühendislerinden danışmanlık desteği alırlar.
Tarım Danışmanlığı sistemini Avrupa’da en verimli bir şekilde uygulayan ülke Konya ilimiz kadar bir alana sahip olan Hollanda’dır. Hollanda, bu sayede hayvansal ürün üretimiyle Avrupa’yı beslediği gibi, Dünyanın bir çok ülkesine ihracat yapmaktadır.
Ülkemizde ise sık sık değişen mevzuat nedeniyle Tarımsal Danışmanlıktan verimli bir şekilde istifade mümkün olamamaktadır.
Ülkemiz, mevcut iklim ve toprak yapısıyla değil 85 milyonu, 285 milyonu dahi besleyebilecek gıda üretim potansiyeline sahiptir.
Ülkemizin bu güzelliği bir çok emperyalist ülkenin iştahını kabartmakta ve yıllardır bizleri üzerinde yaşamakta olduğumuz bu topraklardan koparıp, Asya’nın bozkırlarına sürme hesapları yapmaktadırlar.
1900’lü yıllarda Osmanlı imparatorluğuna imzalattıkları Sevr anlaşması sonrasında ülkemizi dört bir yanından işgal etmeye başlamışlarsa da Kurtuluş savaşıyla bu işgal sonlandırılarak kurulan Türkiye Cumhuriyeti, Lozan barış antlaşmasıyla da halen üzerinde yaşamakta olduğumuz toprakların tapusunu almıştır.
Cumhuriyetimizin ilk yıllarında modern ve çağdaş üretim araçlarına sahip olmamamıza rağmen, Osmanlıdan kalan Düyun-u Umumiye borçları tarım ürünleri ihracatıyla ödendiği gibi dış ülkelerin ülkemizde kurdukları sanayi tesislerinin bedeli tarım ürünlerimiz ile ödenmiştir.
Demir Çelik Fabrikaları ve Kağıt fabrikaları bu konudaki en canlı örneklerdir.
Ülkemizde, bu konuda deneyimli personel vasıtasıyla en kısa zamanda tarımsal üretim kapasitesi anlamına “Tarım Ürünleri Üretimi Potansiyel Etütleri” hazırlanarak, gerçek anlamda planlı tarımsal üretime geçmelidir.
Planlı tarım, kırsaldaki üretimin devamını sağlarken, köyden şehire göçü de ciddi oranda yavaşlatacak, hatta durdurabilecektir.
Gıda üretimi stratejik bir üretimdir.
Bu önemi nedeniyle de ülkemizde üretim yapan diğer sektörlerdeki üretim kalemlerine göre de önceliğe sahiptir.
Ali Şükrü TUNÇEL
Ziraat Yüksek Mühendis
tuncelalisukru@gmail.com